Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
El Fetih ve Hamas uzlaşmazsa...
18 Mayıs 2013 Cumartesi 11:22

El Fetih ve Hamas uzlaşmazsa...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'deki temasları çerçevesinde Brookings Enstitüsü'nde düzenlenen konferansta bir konuşma yaptı.

Konuşmasında Türkiye ve bölgedeki gelişmeleri anlatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Filistin meselesi hakkında sorulan bir soru üzerine “İsrail, Filistin'i devlet olarak kabul etmediği sürece barışın neyini konuşuyoruz" diye konuşan Erdoğan 'Hamas'ın olmadığı masadan barış çıkmaz' sözlerini hatırlattı. Erdoğan'ın Davos'ta yaptığı 'One Minute' çıkışının akıllara gelmesi salonda gülüşmelere neden oldu. 

El Fetih'le Hamas'ın uzlaşmasının sürecin ilerlemesinde önemli bir katkı sağlayacağını belirten Erdoğan "El Fetih'le Hamas arasında uzlaşma sağlanmazsa İsrail Filistin görüşmelerinden bir netice elde edileceğine inanmıyorum. Son katıldığım Davos'ta, Tony Blair'a 'Hamasın olmadığı masadan barış çıkmaz' demiştim. Türkiye olarak bizim çok şey yapabileceğimize inanıyorum. Çünkü biz Hamas'la da El Fetih'le de görüşebilen bir ülke konumundayız. Bizim için El Fetih'le Hamas'taki kardeşlerimiz arasında fark yoktur, hepsiyle eşit mesafedeyizö dedi. İsrail-Filistin meselesinde en önemli konunun sınırlar olduğunu ifade eden Erdoğan “İsrail'in 1967 sınırlarına çekilmesi şarttır. Ortadoğu'da iki devletli bir yapı hep konuşuldu: İsrail ve Filistin devleti. İsrail, Filistin'i devlet olarak kabul etmediği sürece barışın neyini konuşuyoruz? Çünkü Barış 2 tane devlet arasında yapılır" diye konuştu. 


SİYASET MEŞRUİYETİNİ DEVLET ELİTLERİNDEN DEĞİL, MİLLETİN KENDİSİNDEN ALAN BİR BOYUT KAZANDI

Türkiye'de siyasetin anlam ve işlevinin değiştiğini ifade eden Erdoğan, “Ne bir bölgenin partisiydik, ne de bir yerlerden sipariş üzerine kurulmuş bir partiydik. Biz milletin sinesinden çıkmış, milletin çizdiği rota istikametinde hareket eden bir siyasi partiyiz. Onun için 81 vilayetin 81'inde temsili olan bir partiyiz. Siyaset meşruiyetini devlet elitlerinden değil, milletin kendisinden alan bir boyut kazandı" dedi. 

TÜRKİYE DÜNYANIN 17'İNCİ, AVRUPA'NIN DA 6'INCI EN BÜYÜK EKONOMİSİ

Konuşmasında sık sık Türkiye'deki ekonomik gelişmelere yer veren Erdoğan, “12 yıl önce Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşayan Türkiye dünyanın 17'inci en büyük ekonomisi, Avrupa'nın da en büyük 6'ıncı ekonomisi durumundaö dedi. Başbakan sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye 1947 yılında IMF'e üye olmuştur. 1961 yılından itibaren de IMF'le çeşitli dönemlerde borç ilişkisi tesis etmiştir. 2001 yılındaki krizin ardından Türkiye'nin IMF'ye borcu 23,5 milyar dolardı. Salı günü son taksiti olmak üzere 23,5 milyar doları takır takır ödedik. Türkiye'nin IMF'ye borcu sıfırlandı. Hatta şu anda 5 milyar dolara kadar IMF'ye borç vermek için müzakereler devam ediyor". 

BORÇ YİĞİDİN KAMÇISIDIR

Türkiye'deki muhalefeti eleştiren Erdoğan, ekonomik verileri analiz etmek için milli gelirle borç dengesinin gözetilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin dış borcunun milli gelire oranının yüzde 74'ten yüzde 36'ya gerilediğini söyleyen Erdoğan, “Türkiye'de ekonomiden bihaber bir muhalefet var, sürekli borcumuzun yükseldiğinden bahseder. Borç yiğidin kamçısıdır. Senin milli gelirin fazlaysa borcun da artabilir. Ama orana bakacaksın" diye konuştu. 

ANAYASA SÜRECİNDE MUHALEFET PARTİLERİNİN OLUMLU YAKLAŞIMLARINI GÖREMİYORUZ

Yeni Anayasa süreciyle ilgili sorulan bir soru üzerine, sınırsız bir hazırlık sürecinin olamayacağını ifade eden Erdoğan “Süreç başlayalı 1,5 yıl oldu. Son seçimde tüm siyasi partilerin sözüydü. Yeter ki yeni anayasayı hazırlayalım, askeri dönemin darbe anayasasından sivil anayasaya ülkemizi kavuşturalım. Ne yazık ki muhalefet partilerinin olumlu yaklaşımlarını göremiyoruz. Şu ana kadar mutabık kalınan madde sayısı 40. Olumlu yaklaşımımızı devam ettireceğiz. Meclisin kapanışı ile bu süreç de bitirecektir" şeklinde konuştu. 

BAŞKANLIK SİSTEMİ OLMAZSA OLMAZIMIZ DEĞİLDİR

Başkanlık sistemine geçişin Parlamento ya da millet iradesiyle gerçekleşebileceğini belirten Erdoğan, “Ben başkanlık sisteminden yana olduğumu söylüyorum. İlla ki ABD'deki başkanlık sistemi olacak diye bir şey yok. Ancak bizim olmazsa olmazımız değildir. Parlamento ya da millet bu sisteme geçelim diyorsa geçilir" şeklinde konuştu. 

İSRAİL, FİLİSTİN'İ DEVLET OLARAK KABUL ETMEDİĞİ SÜRECE BARIŞIN NEYİNİ KONUŞUYORUZ?

İsrail-Filistin sorununa da değinen Erdoğan, Filistin sorununu adeta 'iç mesele' gibi gördüklerini, konuya 'iç mesele hassasiyeti' ile yaklaştıklarını ifade etti. El Fetih'le Hamas'ın uzlaşmasının sürecin ilerlemesinde önemli bir katkı sağlayacağını belirten Erdoğan 'El Fetih'le Hamas arasında uzlaşma sağlanmazsa İsrail Filistin görüşmelerinden bir netice elde edileceğine inanmıyorum. Son katıldığım Davos'ta, Tony Blair'a 'Hamasın olmadığı masadan barış çıkmaz' demiştim. Türkiye olarak bizim çok şey yapabileceğimize inanıyorum. Çünkü biz Hamas'la da El Fetih'le de görüşebilen bir ülke konumundayız. Bizim için El Fetih'le Hamas'taki kardeşlerimiz arasında fark yoktur, hepsiyle eşit mesafedeyizö dedi. İsrail-Filistin meselesinde en önemli konunun sınırlar olduğunu ifade eden Erdoğan “İsrail'in 1967 sınırlarına çekilmesi şarttır. Ortadoğu'da iki devletli bir yapı hep konuşuldu: İsrail ve Filistin devleti. İsrail, Filistin'i devlet olarak kabul etmediği sürece barışın neyini konuşuyoruz? Çünkü Barış 2 tane devlet arasında yapılır" diye konuştu. 

'NO FLYZONE' KARARI ÇIKMASI HALİNDE TÜRKİYE OLARAK ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIRIZ 

Suriye'den Türkiye'ye gelen 300 bine yakın mülteci olduğunu belirten Erdoğan " 'No flyzone' ABD ile Türkiye arasında alınacak bir karar değil, bunun BM Güvenlik Konseyi'nden geçmesi gerekiyor. Böyle bir kararın çıkması halinde Türkiye olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Suriye'deki muhalif güçler karadaki mücadelede hakimler, ancak Suriye'deki sıkıntı hava hakimiyeti konusunda. Çünkü füze kullanıyor, kimyasal da kullanıyor. Konu BM Güvenlik Konseyi'ne hatta BM Genel Kurulu'na götürülmeli" ifadelerini kullandı. Erdoğan, Cenevre süreci konusundaki görüşlerinin değişip değişmediğine yönelik bir soruya da şöyle yanıt verdi: “Cenevre süreci Esed'siz bir süreç. Esed'in olduğu bir geçiş hükümetiyle bu işin çözülmesi mümkün değil, bunu muhalifler de kabul etmez. Rusya'yla Çin'in de bu sürece katılımını getirecek 2. Cenevre süreci bizim açımızdan destek bulmuştur."

Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA