Diktatörlüklerin başlangıcı, Arap Baharı saçmalığına benzer.Teröre lanet gösterisine katılan silah tüccarlığı yürüyüşü gibidir. Çok destekçisi vardır, yoksul. Az paydaşı vardır, zengin.Terörü yapan ve destekleyen çoğu zaman da teröre karşı pozlarına girer. Diktatörlük sevdalısı manyaklar da, özgürlük maskesiyle, ortalığı yakıp yıkarlar. Taptazedir umutlar, faşismin doğuşunda.
O dönemlerde diktatör veya çok zengin ağa veya müdür veya mareşal, artık adı her neyse. Bu tiplerin en önemli özellikleri güç manyaklığıdır. Bir çoğu kendi iç dünyalarında, çok iyi niyetlidir. Ellerinde yeterince imkan olsa dünyayı değiştireceklerine inanırlar.
Kuş besleyeni vardır. Köpek severi olur. Sapıkça bir merhamet duyguları vardır. İnsandır asıl sevmediği. Sevgisiz büyümüştür ve evlenmiştir. Ona göre de sevgisiz büyüyen, çocukları olmuştur, çoğu zaman. Hele bir de hem sevgisiz, hem aşağılanmış hem de aptal bir çocuksa, ayvanın kralını yemiştir aile.
Diktatör, delidir az biraz. Onlara karşı geleni, kuşbaşı doğrasanız, üzülmezler, muhteremler. Ancak, besledikleri kuşa veya köpeğe kötü söz söyle; çıldırırlar o zaman . Yerli yersiz ağlamaları vardır. Ağladıkları, kriterlerse, kendilerine göredir. Afrika’daki aç çocuk için, kampanyalara katılır. Ağlarlar hümgür hüngür. Maho’nun yetim kalmış, oğlu mendil satar, ama ona para vermez.
Çünkü Maho’nun babası teröristtir. Hiç farketmez, diktatör için, babası şehit veya gazi de olsa aynıdır tepkisi. Geçmiştir o günler. Fakire acıma ondan beter olursun lafını hatırlar. O adi diktatör.
Hem diktatör ve hem de sapıksa, en zor idare edileni odur. Çünkü, tüm ahlaki ve insani ölçekleri kendisi yaratır. Manyak sonuçta. Dünyadan kopuktur, ancak ağzından da dünya veya dünyanın neresi, heryeri, hiç bir yeri gibi cümleler düşmez. Tehlikelidir, bu tip diktatörler, yaptıkları, sahtekarlıkların hep bir açıklaması vardır. İşin ilginç tarafı etrafında, ezik ve zeka gerilği olan insanlar üşüşük olduğu için, üşütük değil üşüşük dedim bilerek.
Bu yalaka ve satılmış takımı, asla üşütük değildir, böcek veya sinek gibi, üşüşürler. Üşütük olan diktatördür. Özgürlük ve refah vereceğim diyerek, halkı temsil ettiğine inanılan makamlara getir. Halka alakasını keser önce o makamların. Sonra, her türlü kepazeliği o halk meclisi ve benzeri isimli yerlerde yapar. böğürür ağlar, yalar, güler, halkla maytap geçer; köküne kadar. Kendi cinayetleri yetmez, adamlarının beceriksizliklerin, ölür masum insanlar. Özgürlüklere ve insanlığa bit kadar değer vermez. Kendisi korkaktır. Yaptıklarını bildiği için, sonunu da bilir. O yüzden, taraftarlarına veya masum ve saf tiplere cinayetler işletir ve azdırır. En sonunda ama en sonunda, dünyaya meydan okumaya kalma salaklığını gösterirler, tüm diktalar.
Ve evrenin hakimi o dönem kimse o bunların ibiklerini keser. Aralarında en şerefsizi Hitler diye bilinse de, ben Carlos Menem denen manyağı es geçerim. Kepazelik için insan herşeyi yapar da dinini değiştir mi? Normalde değiştirse; bana ne ama, sadece ve sadece başkan olup, ülkenin içine etmek için değmez aslında. Yolun sonu hep aynı. Carlos, Kenan veya Führer. Geçmiş olsun ve güle güle. Tren raydan çıkmasa da çıkartır elin adamı. Son....