




Süreç ne getirecek, ne götürecek!
İnsanlar belki içinde yaşadıkları için farkında değiller ama Türkiye; cumhuriyet tarihinin en önemli dönemecinden geçiyor.
Hükümetin Çözüm Süreci adını verdiği bu dönem; Türkiye’ye ve dolayısıyla da topluma yeni bir biçim vermeyi hedefliyor.
Bunun birinci ayağı PKK’nın terör eylemlerini bitirmektir. İkinci ayak; yani Türkiye’yi iktidarın istediği bir Türkiye yapma hedefi bundan sonra gelecektir. AKP, “Terörü bitirdik!” diyerek istediğini daha rahat yapacak bir güç elde edecektir.
Bu ikinci ana hedef; şimdilik gözden kaçırılsa da; toplumsal ilişkileri ve ortak yaşam biçimini değiştirmeye yönelik olarak hükümetin attığı adımlar dikkatli gözlerde endişeye yol açmaktadır. Hukukun (özel mahkemelerin) kullanılarak muhalefetin susturulması; AKP’nin Arap Vehhabi Sünniliği çizgisindeki inanç örgüsünü tek yol olarak dayatması; bunun görünür biçimleri oldu.
Şimdilik sadece hükümetin PKK temsilcileriyle (BDP sadece bir PKK temsilcisidir) yürüttüğü ilişkiler, ciddi biçimde eleştiriliyor. Hükümet bu ilişkileri; Türkiye’nin kurtuluşu gibi gösterirken, muhalefet, özellikle de MHP bunu; Türkiye’nin PKK’ya teslim olması gibi görüyor.
Bu iki uç görüş arasındaki siyasi mücadele her gün liderlerin demeçlerine yansıyor. Dün Başbakan Erdoğan’ın Ankara Kızılcahamam’da, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin ise Polatlı’da yaptıkları konuşmalar; bu çatışmanın yansımasıdır.
BARIŞ AMA NASIL
MHP’nin dile getirdiği eleştiriler, milyonlarca insanın aklını da kurcalıyor. MHP de dahil olmak üzere, kimse; bu ülkede kan dökülmesini istemiyor.
Ama 1979 yılından beri cinayet işleyen PKK ne oldu da birden bire bu terörden vazgeçiyor? PKK mağlup mu edildi? Militanları ele geçirilip kadrosu yok mu edildi? Bunların lojistikleri mi bitirildi?
Tam aksine; silahlı çetenin elebaşısı Murat Karayılan, Kandil’de; 23 Şubat’ta yaptığı açıklamada, Türkiye’yi yendiklerini; bu yüzden de hükümetin Öcalan ile görüşme yapmaya mecbur edildiğini söyledi.
Yani; PKK kendisini psikolojik ve askeri yönden galip görürken; şimdi bunların silah bırakacağı söyleniyor.
Buna aklı başında bir insanın inanması da zor gözüküyor.
O zaman muhalefetin sorduğu şu soru normal değil mi?
“PKK ile hangi pazarlığı yaptınız, onlara ne verdiniz de Türkiye’den çıkıyor ve terörden vazgeçiyor?”
İşte bunu soranlara Başbakan Erdoğan çok kızıyor; onları “Barış düşmanları, kandan beslenenler”diye yerden yere vuruyor.
Dünkü konuşmasında da “PKK ile asla pazarlık yapmadık!” diyen Başbakan Erdoğan’ın bu sözlerine muhalefetin inanmaması da normal görülmelidir. Çünkü, 2010’de PKK ile görüşme yapıldığını söyleyen Devlet Bahçeli’ye Sayın Erdoğan çok ağır hakaretler etmişti. Ama sonunda Sayın Bahçeli’nin söylediklerinin doğru olduğu ortaya çıktı.
İŞARETLER DÜŞÜNDÜRÜCÜ
Hükümet tarafı; “Barış geliyor, kan dudu!” dese de PKK’nın üt düzey yöneticileri ve hatta Öcalan; yaptıkları açıklamalarda şunu ortaya koydular:
*PKK, Türkiye’den çekilse bile Kuzey Irak’ta (Ve elbette ki Suriye’de) bütün gücünü ayakta tutacak; hatta bu süreçte daha da kuvvetlenecek.
*Güneydoğu Anadolu’nun özerk hale getirilmesi ve PKK’nın diğer talepleri karşılanana kadar silah elde duracak.
Bu talepleri karşılamak için hükümet harekete geçti:
*4. Yargı Paketi ile terör eyleminden tutuklu KCK’lıların tahliyesine başlandı. Böylece BDP tarafının ve Öcalan’ın “Esirlerimiz serbest bırakılmalı!” isteği yerine getiriliyor.
*PKK; Güneydoğu’da Türkiye Cumhuriyeti’ni tek devlet kabul etmiyor. Bu yüzden bölgede TC damgalı tabelaların indirilmesi istenmiş olmalıdır ki Batı Anadolu’da bunun denemeleri/ alıştırma çalışmaları başladı bile.
*Yine PKK’nın Türk bayrağına olan karşıtlığı yüzünden, devletin bayrağının meydanlardan çekilmesi gündeme getirilmiş gözüküyor.
Bu sürecin varacağı nokta; ayrı bir Kürt kimliği yaratarak onu millete dönüştürmektir. PKK’nın temel hedefi budur. Bu amaçla PKK; 1979 yılında kuruluşundan sonra ana ve vazgeçilmez hedefini ilan etti: Bağımsız Birleşik Büyük Kürdistan.
İşte bu hayali devletin bir ayağını; örgütün Kuzey Kürdistan adını verdiği bizim Güneydoğu Anadolu bölgemiz oluşturuyor.
Kuzey Irak’ta (Güney Kürdistan) hedefe ulaştılar. Batıda (Suriye) hedefe varmak üzereler. Bunları gören MHP yönetimi haklı olarak; çözüm süreci denilen sürecin Türkiye’yi çözme süreci olduğunu iddia edip karşı çıkıyor.
AZINLIK TAHAKKÜMÜ
Yapılan seçimler gösteriyor ki PKK’nın arkasındaki toplam destek yüzde ‘7’yi geçmiyor. Bugün Türkiye işte bu azınlığın vesayeti altına girmiştir. Muhalafete göre; Çözüm Süreci ilişkileri; PKK vesayetini daha da güçlendirecek gelişmelere yol açacaktır.
Fakat AKP yönetimi; başta vurguladığımız ana hedef uğruna; PKK ile bu ilişkileri sonuna kadar götürmeye karar vermiş gözüküyor. Bunun için gerekirse Anayasa değişikliğini bile PKK ile AKP ortak yapmayı göze almış durumdalar. İktidar partisi temsilcilerinin “Gerekirse BDP ile yaparız!” demeleri bunu gösteriyor.
Sürecin tamamlanması için; ayrıca daha ayrıştırıcı PKK taleplerinin karşılanması da gerekecek. İşte o talepler de ancak Başbakan Erdoğan’ın “Başkan” yapılmasından sonra karşılanacaktır.
BDP’nin, Sayın Erdoğan’ın “başkan” lığına birden bire yeşil ışık yakmalarının başka bir sebebi olabilir mi?
Bu sürecin Türkiye’ye zarar verip vermemesi konusunda milletin duruşu ve tercihi çok belirleyici olacaktır.
Ünlü model Antalya'da nefes kesti
Antalya'da masal gibi düğün
Mustafa Koç'un ardından..
Candice nefes kesti
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
Türkiye'yi ağlatan Mustafa Kemal Atatürk videosu
Bebeğin anne karnındaki dansı böyle görüntülendi
Litvanya'nın ırkçılığa karşı güçlü mesajı
Annesi evden gidince kardeşine bunu yaptı
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
